Sir Keir Starmer’ın Çarşamba günü Downing Street’te İsrail Cumhurbaşkanı Isaac Herzog ile görüşmesi planlanıyor.
Downing Street kaynakları, Sir Keir’in İsrail cumhurbaşkanı ile görüşmesi sırasında “Gazze’deki dayanılmaz durumu” ele almayı ve “tanık olduğumuz korkunç acıyı sona erdirmek için İsrail’in atması gereken adımları” vurgulamayı planladığını belirtiyor.
Bu görüşme, İsrail’in Katar’ın Doha kentinde üst düzey Hamas liderlerini hedef alan bir saldırısının ve Gazze Şehri sakinlerine geniş çaplı bir kara saldırısı beklentisiyle derhal tahliye olmaları yönünde yapılan uyarıların ardından gerçekleşiyor.
Arasında İşçi Partisi, Yeşiller Partisi ve İskoç Ulusal Partisi (SNP) temsilcilerinin de bulunduğu altmış Milletvekili ve lorddan oluşan bir koalisyon, Herzog’un Birleşmiş Milletler anlaşması kapsamındaki Gazze’deki soykırıma potansiyel suç ortaklığına ilişkin endişeleri gerekçe göstererek, hükümeti Herzog’un Birleşik Krallık’a girişini reddetmeye çağırıyor.
İsrail, eylemlerinin Hamas’ı ortadan kaldırmayı ve rehinelerin serbest bırakılmasını sağlamayı amaçladığını savunuyor. Ülke, Uluslararası Adalet Divanı tarafından da incelenen soykırım iddialarını kesin bir dille reddetti.
Isaac Herzog’un rolü büyük ölçüde törensel olsa da, ofisi ziyaretin “ciddi bir saldırı altında olan ve bir antisemitizm dalgasıyla karşı karşıya olan Yahudi toplumuyla dayanışma göstermeyi” amaçladığını belirtti.
Ancak Sağlık Bakanı Wes Streeting, Herzog’un İsrail hükümetine karşı Gazze’deki davranışlarıyla ilgili yöneltilen iddialara yanıt vermesi gerektiğini ileri sürdü.
Times Radio’ya verdiği demeçte, “Savaş suçları, etnik temizlik ve İsrail hükümetine yöneltilen soykırım iddialarına yanıt vermesi gerektiğini düşünüyorum,” dedi.
“İsrail ordusu tarafından işlenen vahşetin bu kadar çok kanıtını gördüğümüzde, İsrail Savunma Kuvvetleri’nin (IDF) dünyadaki en ahlaklı ordu olduğunu nasıl iddia edebileceğini açıklaması gerektiğini düşünüyorum.”
“Eğer İsrail hükümetinin soykırım veya etnik temizlik yapma niyeti yoksa, İsrail hükümetinin Filistinlileri Gazze’den temizleme amacına savaş suçları, etnik temizlik ve hatta soykırım olmadan nasıl ulaşabileceğini düşündüğünü açıklamalıdır?”
Downing Street, Sir Keir’in Gazze’deki acılardan duyduğu “nefreti” vurguladı, ancak Streeting’in Herzog’un İsrail’in iddia edilen savaş suçları ve etnik temizliği nedeniyle hesap vermesi yönündeki çağrılarını yansıtmaktan kaçındı.
Bir sözcü, Sir Keir’in İsrail cumhurbaşkanı ile “Gazze’deki dayanılmaz durumu” ve “İsrail’in tanık olduğumuz korkunç acıyı sona erdirmek için atması gereken adımları” gündeme getireceğini söyledi.
Sir Keir, X’te Doha’ya yapılan saldırıları kınayarak, bunların “Katar’ın egemenliğini ihlal ettiğini ve bölgede daha fazla gerginlik riskini taşıdığını” söyledi.
Dışişleri bakanı olduğu dönemde David Lammy, bir seçilmiş komiteye gönderdiği ve geçen hafta yayınlanan bir mektupta, Birleşik Krallık’ın İsrail’in bir Birleşmiş Milletler anlaşmasında belirtildiği gibi soykırım işlediği sonucuna varmadığını söyledi.
Ancak Downing Street Salı günü bunun Birleşik Krallık’ın tutumunda bir değişiklik anlamına gelmediğinde ısrar etti ve İsrail’in Gazze’de soykırım “işleyip işlemediğine” karar vermenin hala uluslararası mahkemelerin görevi olduğunu söyledi.
Cuma günkü kabine değişikliğinde dışişleri bakanı olarak değiştirilmeden önce gönderilen mektupta Lammy şunları söyledi: “Soykırım Sözleşmesi’ne göre, soykırım suçu yalnızca belirli bir ‘ulusal, etnik, ırksal veya dini bir grubu tamamen veya kısmen yok etme amacı’ olduğunda meydana gelir.”
“Hükümet, İsrail’in bu niyetle hareket ettiği sonucuna varmadı,” diye ekledi.
Başbakan’ın resmi sözcüsü, Lammy’nin mektubunun “Birleşik Krallık’ın, Gazze’de soykırım işlenip işlenmediğine dair herhangi bir sonuca varmadığımız yönündeki tutumunu yansıttığını” söyledi.
Sözcü, hükümetin bu konudaki kararları “uluslararası mahkemelerin vermesinin” açık olduğunu söyledi.
Dışişleri Bakanlığı kaynakları, hükümetin Soykırım Sözleşmesi’nin bir imzacı ülkesi olarak, yalnızca “ciddi bir soykırım riski” olup olmadığını değerlendirdiğini söyledi.
Kaynaklar, bu değerlendirmenin silah ihracatı lisanslama kriterleri kapsamında gerekli olduğunu ve o dönemdeki bilgilere dayalı tek seferlik bir kararı yansıttığını söyledi. Ve hükümet o zaman İsrail’in soykırım niyetiyle hareket ettiği sonucuna varmadı.
Değişiklikle adalet bakanı ve başbakan yardımcısı yapılan Lammy, kalkınma komitesi başkanı Sarah Champion’ın bir mektubuna yanıt veriyordu.
12 Ağustos tarihli Lammy’ye yazdığı mektupta Champion, Birleşik Krallık’ın F-35 savaş uçağı parçalarını İsrail’e askıya alınan silah ihracatından muaf tutma kararının, BM anlaşması uyarınca soykırımı önleme görevini ihlal ettiği endişelerini dile getirdi.
Kampanya grubu Uluslararası Af Örgütü yaptığı açıklamada, Sir Keir Starmer’ın Herzog ile görüştüğünde “soykırım işleyen bir devlete diplomatik koruma sağlamaması” gerektiğini söyledi.
“Bu ziyaret bir liderlik ve ilke sınavıdır: kibar el sıkışmaları ve sıcak sözler hiçbirini göstermeyecektir.”
Yeni Yeşiller Partisi lideri Zack Polanski, Herzog’un Birleşik Krallık’ı ziyareti sırasında tutuklanmasını talep ederek, onu “devam eden bir soykırıma karışan İsrail hükümetinin” bir parçası olmakla suçladı.
Sir Keir Pazartesi gecesi Downing Street’te Filistin Yönetimi Başkanı Mahmud Abbas’ı ağırladı.
Abbas, Sir Keir’in İsrail rotayı değiştirmezse bu ayın sonlarında New York’ta yapılacak BM Genel Kurulu toplantısından önce Filistin devletini tanıma sözünü memnuniyetle karşıladı.
Downing Street sözcüsü, iki liderin de Filistin’in gelecekteki yönetiminde Hamas için “kesinlikle hiçbir rol” olmayacağı konusunda anlaştığını söyledi.
“Gazze’deki dayanılmaz durumu görüştüler ve başbakan, tüm rehinelerin serbest bırakılması ve insani yardımda büyük bir artışla başlayarak, korkunç acıyı ve kıtlığı sona erdirmek için acil bir çözüme duyulan ihtiyacı yineledi.”
Lib Dem lideri Sir Ed Davey de Abbas ile görüştü ve Birleşik Krallık hükümetine ABD büyükelçisini çağırarak Başkan Trump’ın Filistin vizelerine getirdiği “pervasız ve acımasız” engeli BM toplantısı öncesinde geri çekmesini talep etti.
Sir Ed, “Trump’ın iki devletli çözüme doğru ilerlemenin önünde bir engel olarak hareket etmesine izin verilemez,” diye ekledi.
İsrail ordusu, Hamas liderliğindeki 7 Ekim 2023’te güney İsrail’e yapılan ve yaklaşık 1.200 kişinin öldüğü ve 251 kişinin rehin alındığı saldırıya yanıt olarak Gazze’de bir kampanya başlattı.
Bölgedeki Hamas yönetimindeki sağlık bakanlığına göre, o zamandan beri Gazze’deki İsrail saldırılarında en az 64.605 kişi öldürüldü.
İşçi Partisi’nin yeni genel başkan yardımcısı için adaylıklar bugün açılıyor ve kazanan 25 Ekim’de açıklanacak.
Toplantı, Angela Rayner’ın hükümetten ayrılmasının ve dramatik bir Kabine değişikliğinin ardından gerçekleşiyor.
Hangi İşçi Partisi milletvekillerinin şu anda Başbakan Keir Starmer’ın kabinesinde görev yaptığına dair derinlemesine bir bakış.
Keir Starmer, büyük bir revizyonun son rötuşlarını yaparken, bakanlık saflarında ilerliyor.
Bu siyasi mevsimin başlangıcı vahşi geçti, diye yazıyor Laura Kuenssberg ve İşçi Partisi’nin şimdi Reform UK soluğunu ensesinde hissediyor.