Avustralyalı bir kadın olan Erin Patterson, mahkemede yabani mantar topladığını, yetkilileri yanılttığını ve muhtemel kanıtları yok ettiğini kabul etti, ancak Victoria Yüksek Mahkemesi’ndeki duruşmalara göre akrabalarının ölümcül zehirlenmesinin “korkunç bir kaza” olduğunu ve kasıtlı olmadığını savunuyor.
50 yaşındaki Bayan Patterson, küçük bir Victoria kasabası olan Morwell’de altı hafta sürmesi beklenen bir davada yargılanıyor. Temmuz 2023’te hazırladığı bir yemek sonrası üç aile üyesini öldürmekten ve dördüncü kişiyi öldürmeye teşebbüsten yargılanıyor.
Söz konusu olay, zehirli ölüm şapkası mantarları içeren bir biftek wellington öğle yemeği etrafında dönüyor. Suçlamaları reddeden Bayan Patterson, sevdiklerine farkında olmadan zehirli yemek ikram ettikten sonra “paniklediğini” belirtiyor.
Konuklardan üçü—eski kayınvalidesi ve kayınpederi Don Patterson (70) ve Gail Patterson (70), ile Gail’in kız kardeşi Heather Wilkinson (66)—yemekten sonra hastanede hayatını kaybetti. Dördüncü konuk, yerel bir pastör olan Ian Wilkinson, uzun süreli hastane tedavisinin ardından hayatta kaldı.
Mahkemede, yemeğin ölüm şapkası mantarı içerdiği ve bunu yiyenlerde ciddi hastalığa sebep olduğu konusunda bir ihtilaf olmadığı belirtildi.
Yargıç Christopher Beale, jüriye hitaben “Esas mesele, öldürmek veya çok ciddi yaralamak kastının olup olmadığıdır” dedi.
Savcı Nanette Rogers SC, açılış konuşmasında, buluşmanın başlangıçta trajik bir gıda zehirlenmesi vakası olduğu sanıldığını, fakat Bayan Patterson’ın konuklarını “cinayet kastıyla bilerek zehirlediğini” iddia etti. Savcılığa göre, buluşma Bayan Patterson’ın kanser teşhisi paylaştığı bahanesiyle düzenlendi—savunmanın da kabul ettiği üzere bunun yanlış olduğu ortaya çıktı.
Savcılık ayrıca, Bayan Patterson’ın Leongatha’daki evinin yakınlarında ölüm şapkası mantarlarının sıkça görüldüğü bir alanı ziyaret ettiğini ve yemeği hazırlarken kullanılmış olabilecek bir gıda kurutucuyu ortadan kaldırmak ve polisleri mantarların kaynağı konusunda yanıltmak gibi eylemlerde bulunduğunu iddia etti.
Dr. Rogers, jüri için motivasyon sorusunun yanıtsız kalabileceğini belirterek, “Nedenini ya da bir motivasyon olup olmadığını kesin olarak bilmek zorunda değilsiniz,” dedi.
Jürinin, Bay Wilkinson, Simon Patterson (Bayan Patterson’ın ayrı yaşadığı eşi), tıbbi personel ve polis soruşturmacıların ifadelerini dinlemesi bekleniyor.
Colin Mandy liderliğindeki savunma, jüri üyelerini şu ana kadar resmi olarak hiçbir delilin sunulmadığını hatırlatarak, hüküm vermekte acele etmemeye çağırdı. Savunmaya göre, Bayan Patterson’ın olay sonrası davranışları—savcılık tarafından şüpheli görülse de—kötü niyetten değil, panik ve sıkıntıdan kaynaklanıyordu.
“İnsanlar bazen iyi düşünülmemiş şeyler söyleyip yapabilir ve bu onların kötü görünmelerine sebep olabilir mi?” diye sordu jüriye ve savunmanın, Patterson’ın zehirli yemeği kasıtlı olarak servis etmediği ve yaşananların bir “trajedi, korkunç bir kaza” olduğu tezini yineledi.
Dava, talihsiz yemeğe giden olaylara ilişkin ayrıntılı iddiaları da ilk kez gün yüzüne çıkardı. Bayan Patterson ve eşi Simon dostça ayrılmışlardı. Ancak Simon, başta yemeğe katılmayı planlamış, ilişkilerindeki değişimden rahatsızlık duyduğu için son anda vazgeçmişti. Bu durum, özenle yemek hazırlayan Bayan Patterson’ı hayal kırıklığına uğratmıştı.
Tanıklara göre Bayan Patterson, konuklarına büyük gri tabaklarda yemek servisi yaptı, kendisi ise farklı bir ten-rengi-turuncu tabak kullandı; bu da konuklarca sorgulandı. Grup, yemek sırasında (biftek wellington, patates püresi ve yeşil fasulye) iddia edilen hastalığını konuştu ve öğleden sonra dağıldı. Bayan Patterson hariç tüm katılımcılar kısa sürede hastalandı; ertesi gün dört konuk hastaneye başvurdu.
Bayan Patterson, kendisinin de benzer semptomlar yaşadığını söyleyerek hastaneye başvurdu fakat yatışı kabul etmedi. Tedaviyle ilgilenen bir doktor, onun sağlığından endişe ederek polise haber verdi. Mahkeme ayrıca, Bayan Patterson’ın çocuklarına da mantar içermeyen yemek artığı yedikleri iddiasına rağmen onları tıbbi değerlendirmeye götürmekten çekindiğini dinledi.
Sonuç olarak savunma, jüriye yalnızca delillere dayanarak karar vermeleri gerektiğini hatırlattı: “Birçok kişi fikirlere veya teorilere sahip olabilir, ama bunlar delile dayanmıyor … Hiçbiri kararınızı etkilememeli.”