Küresel istikrarsızlık ve siyasi belirsizlik ortamında, Birleşik Krallık hükümetinin, binlerce kilometre uzaklıkta bulunan Mauritius’a Chagos Adaları’nın egemenliğini devretme kararı önemli tartışmalara yol açtı. Eleştirmenler, bu önemli Hint Okyanusu stratejik varlığının terk edilmesinin İngiltere güvenliğini zayıflattığını savunuyor.
Hükümetin gerekçesi, Diego Garcia’daki (takımadaların en büyük adası) ortak İngiltere-ABD askeri üssü etrafındaki yasal zafiyetler ve pratik kaygılara dayanıyor.
Yetkililer, Mauritius’a egemenliği devretmeden üssü sürdürmenin savunulamaz olduğunu ve önemli bir güvenlik riski oluşturacağını savunuyor. Savunma Bakanı John Healey, anlaşma olmadan yasal itirazların birkaç yıl içinde üssü çalışamaz hale getirebileceğini belirtti.
Bu yasal itirazlar, Birleşmiş Milletler organlarının çeşitli kararlarından kaynaklanıyor ve bu kararlar, Birleşik Krallık’ın 1960’larda Mauritius’un bağımsızlığından önce Chagos Adaları’nı yasadışı bir şekilde ayırdığını iddia ediyor. Bu durum, 2019 yılında Uluslararası Adalet Divanı’ndan gelen bir tavsiye kararı ve ardından Uluslararası Deniz Hukuku Mahkemesi’nin Özel Odası’nın bir kararıyla sonuçlandı.
Bakanlar, bu kararların bağlayıcı hale geleceğinden ve üs operasyonlarını tehlikeye atacağından endişe duyuyorlardı. Healey, uydu iletişimi, yüklenici erişimi ve hava trafik haklarını etkileyen yasal itirazların tehdidini vurguladı.
Muhafazakar milletvekilleri, diplomatlar ve Whitehall yetkilileri de dahil olmak üzere muhalifler, bu endişeleri abartılı olmakla suçlayarak hükümeti aşırı derecede uluslararası hukuk görüşüne ve BM politikalarına boyun eğmekle suçluyorlar. Gölge savunma bakanı James Cartlidge, hükümeti varsayımsal riskler üzerine hareket etmekle eleştirdi.
Hükümet ayrıca anlaşmanın Çin’in adalarda bir dayanak kazanmasını engellediğini savunuyor. Anlaşma olmadan, Mauritius’un yabancı bir gücün askeri varlık kurmasına izin vermesi olası; Birleşik Krallık, anlaşmanın veto hükmüyle bu senaryoyu önlemeyi hedefliyor. Yetkililer ayrıca Mauritius için statükoyu korumaya yönelik mali teşvikleri de vurguluyor.
Eleştirmenler bunun Mauritius’un Çin veya Rusya ile daha yakın bağlarını engellemediğini belirtiyor.
Hükümet ayrıca Chagos meselesini çözmenin diplomatik gerekliliğini vurgulayarak, önceki duruşunun ikiyüzlülüğü oluşturduğunu, uluslararası hukuk konusundaki uluslararası alandaki güvenilirliğini baltaladığını savunuyor. Bunun, Ukrayna’daki Rusya’nın eylemlerini ve Güney Çin Denizi’ndeki Çin’in eylemlerini eleştirme yeteneğini tehlikeye attığını iddia ediyorlar.
Hükümet, BM Genel Sekreteri’nin olumlu açıklamasını anlaşmanın diplomatik başarısının kanıtı olarak vurguluyor. Ancak eleştirmenler, uluslararası hukuku önceliklendirmenin mevcut jeopolitik iklimde modası geçmiş olduğunu savunuyor.
Hükümet buna, Diego Garcia’nın önemli bir paydaşı olan ABD’nin, Dışişleri Bakanı Marco Rubio’nun belirttiği gibi anlaşmayı desteklediğini belirterek yanıt veriyor. Anlaşma ayrıca diğer Beş Göz istihbarat ortaklarının da desteğini görüyor.
Parlamento şimdi anlaşmanın onayını görüşecek. Hükümetin çoğunluğu onayın alınmasını sağlayabilirken, stratejik ve yasal sonuçlar hakkındaki temel tartışma çözümsüz kalıyor.