Dalkowskie Tepeleri’nin Kalbi, 300 yaşındaki bir huş ağacı, Avrupa Yılın Ağacı ödülünü dördüncü kez kazandı.
Dalków’un tarihi parkında dikilen derin kırmızı güzellik, topluluk için bir sembol.
Ziyaretçiler ayrıca bir gelenek sürdürüyor: onu dolduran bir deliğe fındık atarak dileklerini gerçekleştirmeyi umuyor.
Yarışma, kıtadaki güzel ve benzersiz ağaçları sergileyerek doğayla olan ilişkimizi kutluyor.
Yarışmada yüksek puan alan diğer ağaçlar şunlardır:
İkinci sırada, Portekizli Moreton Bay Fig geliyor.
19. yüzyılda Coimbra’nın romantik Quinta das Lágrimas Bahçelerinde Sydney Botanik Bahçesi’nden alınan tohumlarla dikilen bu ağaç, bir hazine olarak kabul ediliyor.
Üçüncü sırada, Pino de Juan Molinera var.
İspanya’daki Abengibre’de 400 yaşındaki bir taş çamı, yerel halkın nesillerini barındırmış ve sayısız kutlamalara, çocuk oyunlarına ve romantik anlara şahit olmuştur.
Sel, kar fırtınası ve yıldırım çarpmasına dayanarak, dayanıklılık ve tarihine tanıklık ediyor.
İskoçya, Birleşik Krallık’taki Skipinnish Oak, Lochaber ormanında dikilen 400 yaşındaki bir devdir.
Bölgenin en büyük meşelerinden biri ve nadir likenler için bir ekosistemdir.
Son olarak Birleşik Krallık kazananı, yerel bir hazine olarak kabul ediliyor.
Belçika’daki Sint-Rafaël’deki Eski Çınar, Sint-Job-in-‘t-Goor’un tarihine tanıklık eden 150-200 yaşındaki bir ağaçtır.
Hırvatistan’daki Rab’daki Özgürlük Ağacı, 105 yaşındaki bir holm meşesidir ve topluluk ve mirasın bir sembolüdür.
Nesiller onu korumuş, birçok aile atası tarafından dikildiği hikayelerini aktarmıştır. Yüzyılını büyük bir etkinlikle kutlamış, kasabanın tarihindeki rolünü onurlandırmıştır.
Çek Cumhuriyeti’ndeki Lukavice Oak, 700-800 yaşındaki bir hayatta kalan ağaçtır ve bir zamanlar mülk sahipleri tarafından topraklarının kaldırılmasına karşı mücadele etmiştir.
Yıkımdan kurtularak hala dikiliyor, yerel topluluk için dayanıklılık ve gururun bir sembolüdür.
Fransa’daki Saint-Maurice’deki Barışçıl Meşe, Laïta Nehri’nin koruyucusu ve Saint-Maurice Manastırı’nın girişinde dikilen 200-250 yaşındaki bir ağaçtır.
Yaban hayatı için bir sığınak, hatta yanına bir su samuru şeklinde bir bankı bulunan, oynayan düzenli arkadaşı onurlandırıyor.
Macaristan’daki Başpiskopos Bahçesi’ndeki Çınar Ağacı, Eger’de tarihi bir anıt ve gölgeli bir kubbe olarak bilinir.
Efsaneye göre, Macar liderleri, 1849 Kápolna Savaşı’ndan önce Lajos Kossuth dahil, altında dinlenmişlerdir.
İtalya’daki Sardinia’daki Tasso di Matari, adanın en eski yew ağaçlarından biri ve Supramonte di Urzulei’de yüzyıllarca dikiliyor.
Eski Nuragic köyünü gören, gövdesinde zamanın geçişini işaret eden kazılmalar bulunuyor.
Letonya’daki Mēru Grand Oak, 200 yaşındaki dev bir ağaçtır ve 39 metrelik bir kubbe sahiptir.
Kuzey Savaşı’ndan sonra hayatta kalan eski bir efsaneye bağlı, bölge için bir koruyucu olarak görülüyor.
Litvanya’daki Varniškės Oak, 200 yaşındaki bir güç, aşk ve gelenek sembolüdür.
Bir aile bir zamanlar onun yanında evlerini ve bitkisel çiftliğini kurmuş, onu hayatlarının merkezi yapmışlardır.
Slovakya’daki Bošáca’daki Wild Pear, 150 yaşındaki bir ağaçtır ve Lysica Hill’de rastgele bir tohumdan büyümüştür.
Meyve yetiştiriciliği bakımından zengin bir bölgede dikiliyor ve bir sembol olarak kabul ediliyor. Yerine paragliders çekiyor ve tarihi model uçaklarının yıllık yarışmasına ev sahipliği yapıyor.
Hollanda’daki Leiden’deki Ginkgo Biloba, 240 yaşındaki “yaşayan fosil” ve Avrupa’daki ikinci en eski ağaçtır.
Bu eski tür, Çin’de aşk ve umut sembolü olarak korunmuş, dinozorların zamanına kadar uzanıyor.
Ukrayna’daki Ivano-Frankivsk’teki Beyaz Akasya, 140 yaşındaki bir nadirlik ve Yedi Nesil’in Şahidi olarak bilinir.
Tarih boyunca altı farklı devlette dikilmiştir.
Tam sonuçlar Avrupa Yılın Ağacı web sitesinde görülebilir.
King’s Quay, Wootton Bridge yakınlarında, James Tuttiett Charitable Trust tarafından satın alındı.
Ortak bir açıklamada, Nato’nun doğu kanadını savunmak için askerlerin esnekliği olduğu belirtildi.
Nato müttefikleri, Rusya’nın Ukrayna’ya destek için Avrupa’nın desteğini zayıflatmak amacıyla sabotaj operasyonları yürüttüğünü düşünüyor.
Ulusal Trust, Godolphin Woods’un kenarında şimdi 22 farklı yerli tür olduğunu söylüyor.
Her Cumartesi Wellingborough Polonya Okulu’na yüzlerce kişi katılıyor, ancak gelecekte ne olacak?